You Are Here: Home » ئومۇمى » ئەپەندىم! (پەيغەمبىرىم)

ئەپەندىم! (پەيغەمبىرىم)


مەنبە: بىر كۆرۈشكە ئەرزىيدىغان تۈركچە نەسىر
http://bbs.karwan.cn/forum.php?mod=viewthread&tid=5728

ئەسكەرتىش: ئۇيغۇر ئاكادېمىيىسى تور بېتىدىكى ئەسەرلەر ئاپتورنىڭ ئۆزىنىڭ كۆز-قارىشىغا ۋەكىللىك قىلىدۇ. تور بېتىمىزدىكى ئەسەرلەرنى مەنبەسىنى ئەسكەرتىش شەرتى بىلەن كۆچۈرۈپ كەڭ تارقىتىشقا بولىدۇ.

Comments (1)

  • ئۇيغۇر ئاكادېمىيىسى

    ئەسسالامۇ ئەلەيكۇم قېرىنداشلار،
    ئەسلى بۇ ئەسەر ئۇستاز مۇستافا ئىسلامئوغلى غا ئائىت ئىدى.
    مىۋىسىنى يىگەندە باغۋىنىنى ئۇنۇتمايلى!
    http://www.youtube.com/watch?v=FGl1bgK69Dw

    Basılmış Eserler
    25 Haziran 2013 / 16:59
    Efendim

    Yokluğunda seni özledik.

    Sana değen rüzgarı, seni örten bu lutu özledik. Özlemeyi, özlenilmeyi, sevmeyi, sevilmeyi, sevindirmeyi, sevindirilmeyi özledik Efendim.

    Aşkı, gözyaşını, müsamahayı, ah lakı, adabı, ihsanı, irfanı, iz’anı, fe raseti, basireti, şecaati, celadeti, adaleti, meveddeti, muhabbeti özle­dik.

    İzzeti, hikmeti, fıtratı, şefkati, hür meti, devleti özledik.

    Senden sonra tefrika meşrebimiz, taklit mezhebimiz, cehalet mektebimiz, atalet fıtratımız, hamakat şöhretimiz, ihanet sıfatımız, küffar velinimetimiz oldu.

    Efendim,
    Sen kendini ›abduhu ve rasuluhu: O’nun kulu ve elçisi‹ olarak takdim etmiştin. Sana iman eden bazıları sana hürmet adı altında seni kulluktan ›kurtarıp‹ melekleştirerek hayattan dışladılar. Bu ifrata karşı başka bazı ları da tefrite sapıp seni ›güzel örnek‹ olmaktan çıkarıp bir ›postacı‹, bir ›ara kablosu‹ seviyesinde görerek hayattan dışladılar.

    Bunların hepsi sana iman ediyor du. Ama seni hayatımızdan çıkarma nın ızdırabını çektirdiler bize. Bu işi, göğe çekerek ya da yere sokarak yapmaları sonuçta hiçbir şeyi değiş tirmedi.

    Allah seni ›güzel örnek‹ olarak gös terdi. Sen, Kur’an’ın konuşanı, yürü yeni, hareket edeniydin. Tıpkı bir an nede spermin insana, bir ağaçta su yun meyvaya, bir arıda tozun bala, bir tavukta darının yumurtaya, bir ko yunda samanın süte dönüşmesi gibi, ayetler sende hayata dönüşüyordu.

    Allah ısrarla seni örnek gösterirken, birileri ısrarla ›kitab’ı, kitapları örnek göstermekte direndiler. Öylesi işlerine geliyordu, cansız bir nesneyi ör nek edinmekle, canlı bir insanı örnek edinmek aynı olur muydu‹

    Efendim, Kitapsızlıktan değil, ›peygambersizlikten‹ kırıldık. Yokluğumuz pey gamber yokluğu. Seni hatırlatan, se ni andıran insanların hasretim çeki yoruz. Çocuklarımız peygamberi so runca ›evladım onun ahlakı tıpkı fa lancanın ahlakı gibiydi‹ diyeceğimiz insanlar yok denecek kadar az.

    İnsanlık destanıyla yaşıt olan vahiy sürecinde birçok kitapsız peygamber gelmişti de, bir tek ›peygambersiz ki tap‹ gelmemişti. Sayemizde yaşlı dünya ona da şahid oldu efendim. Peygambersiz Kitab’a, Muhammed aleyhisselamsız Kur’an’a da şahid ol du. Şimdi Kur’an mahzun efendim, Kur’an öksüz. Seninle Kur’an’ın arasını ayırdık, etle tırnağın, toprakla to humun, anayla evladın arasını ayırır gibi.

    Gel de bir bak Efendim, bu maz lum ümmetin hali pür melaline. Bı raktığın din tanınmaz hale geldi. Bı raktığın sitenin harabelerinde bay kuşlar tünedi.

    Gün geçmez ki ümmetin coğrafyasından feryat yükselmesin, oluk oluk kan akmasın.

    Bir olarak bıraktığın ümmetin kaç parçaya ayrıldığının sayısını onu parçalayanlar dahi unuttu.

    Bıraktığın kutlu mirası hovarda mi rasyediler gibi parçalayarak paylaş tık Efendim. Nebevi mirasın irfani ve ahlaki boyutuna bir hizip, ilmi ve fik rî Boyutuna bir başka hizip, siyasî ve hareketi boyutuna ise daha başka bir hizip sahip çıktı. Yüzyıllardır tüm bu hizipler ellerindeki parçanın ›bütü nün kendisi‹ olduğunu iddia etmekle ömür tükettiler. ›Her hizip ellerindeki parçayla övünüp durdu.‹ Hepimiz hakikatin merkezine kendimizi oturtup ›hak benim‹ dedik.

    Oysa ki Efendim, bazen parçala nan hakikat hakikat olmaktan çıkar. Ait olduğu bütün içerisinde anlamlı olan bir parça o bütünden ayrılınca anlamsızlaşabilir. Bunu farkedemedik Efendim.

    Efendim,
    İsrailoğulları, peygamberlerini kat lediyorlardı. Biz de senin güzel hatı ratını, emanetini, adını ve sünnetini katlettik. Seni katlettik Efendim.

    Kimilerimiz için sen hiç ölmedin, o ender bahtiyarlar seni hep içlerinde, işlerinde, hayatlarında, düşüncelerinde, duygularında, eylemlerinde, evlerinde yaşattılar.

    Kimilerimiz içinde sen hiç doğma dın. Onlar hep senden mahrum yaşa dılar. Şol mahiler ki derya içreydiler, deryayı bilmediler.

    Varlığının kaç bahara bedel oldu ğunu bilmeyenler yokluğunun ıstırabını nasıl duysunlar Efendim‹

    Seni çok seviyoruz, seni çok öz lüyoruz.

    Bize kırgın mısın Efendim.

    http://www.mustafaislamoglu.com/688_Efendim.html

ئاكادېمىيە ئورگان تورى ©

Scroll to top